Özet
Bu bölümde İsa’nın meleklerden üstünlüğü kanıtlanıyor. Ancak neden İbraniler kitabının yazarı bunu kanıtlamaya ihtiyaç duydu? Birinci bölümde bu sorunun cevabı belli olmuyor ama ikinci bölümden bu sorunun cevabını öğrenebiliriz. Aşağıdaki ayetleri inceleyelim:
Elçilerin İşleri 7:53 : “‘Meleklerin nizamları olarak Yasa'yı aldınız ve tutmadınız.’”
Galatyalılar 3:19 : “Bir aracı eliyle, melekler vasıtasıyla emredilmiş olan Yasa…”
İbraniler 2:2 : “Çünkü melekler aracılığıyla bildirilmiş söz sabit olup her suç ve itaatsizlik adil karşılık aldıysa...”
İbraniler yazarının hedeflediği esas mesele, okurlarının hatalı olarak, eski antlaşmada verilen Yasa'ya bağımlı kalmalarıdır. Yasa'nın mı önceliği var, Yeni Antlaşma'nın mı önceliği var? Yasa melekler aracılığıyla verildiği için Yeni Antlaşma'nın üstünlüğünü kanıtlamak üzere İbraniler yazarı ilk olarak, Yeni Antlaşma'yı yürürlüğe alan Tanrı Oğlu İsa Mesih’in meleklerden üstün olduğunu kanıtlıyor.
1Tanrı, peyderpey ve çeşitli yollarla peygamberler aracılığıyla eski zamanlarda atalara seslenmiş olup 2bu günlerin sonunda bize Oğul aracılığıyla seslendi. O’nu her şeyin mirasçısı olarak atadı ve O’nun aracılığıyla evrenin çağlarını kurdu. 3Tanrı’nın yüceliğinin parıltısı, özünün izi olarak ve O’nun kuvvetinin sözüyle her şeyi devam ettirerek günahlarımızın arınmasını Kendi aracılığıyla sağladıktan sonra Azametina sağında, yükseklerde oturdu.
a1:3 “Azamet”: “Ululuk” anlamına gelir.
İki farklı zaman ve Tanrı’nın kullandığı iki farklı iletişim kanalı bu ayetlerde tanımlanıyor. Tanrı, Mesih’in gelişinden önce farklı zamanlarda ve çeşitli şekillerde Yahudilerin atalarına peygamberler aracılığıyla seslendi. O günlerin sonunda İsrail’e (ve diğer insanlara) Oğlu aracılığıyla seslendi. İkinci ayetin “bu günlerin sonunda bize Oğul aracılığıyla seslendi” sözü, peygamberler döneminin sonunun gelmiş olduğunu ifade ediyor.
Oğul aracılığıyla Tanrı’nın kurduğu bu ikinci iletişimin daha üstün bir iletişim olduğu, Oğul’un kimliğinden anlaşılır: Oğul her şeyin mirasçısı olacak ve Oğul aracılığıyla çağların düzeni kuruldu. Oğul Tanrı’nın yüceliğinin parıltısı ve Tanrı’nın özünün izidir. Oğul Baba’nın güçlü sözüyle her şeyi taşıyıp her şeye hakim olmaktadır. Günahlarımızın arınmasını sağlamıştır ve Tanrı’nın sağında oturmuştur.
“O’nu her şeyin mirasçısı olarak atadı”:
Bahsedilen Kişi ikinci mezmurun beklediği mirasçıdır. Yeryüzünde babaların çocuklarına miras vermeleri, bu gerçeği yansıtıyor. Tanrı, Oğul’u böyle onurlandırmak istedi. Miras olarak anlatılıyor çünkü bir ölüm aracılığıyla gerçekleşeceğini Tanrı biliyordu.
“O’nun aracılığıyla evrenin çağlarını kurdu”:
Bahsedilen Kişi sadece insan değildir; ebedi Tanrı Oğludur.
“Tanrı’nın yüceliğinin parıltısı, özünün izi” :
Oğul Baba’yı kusursuzca ifade ediyor.
“O’nun kuvvetinin sözüyle her şeyi devam ettirerek” :
Baba’nın gücünün sözüyle Oğul her şeyi taşıyor; Oğul’un Kendisi Baba’nın Sözü'dür (bkz. Yuhanna 1:1).
“günahlarımızın arınmasını Kendi aracılığıyla sağladıktan sonra” :
Kitabın sonraki bölümlerinde daha ayrıntılı şekilde anlatılacağı gibi, şimdi kitabın başında da Oğul’un Kendi aracılığıyla günahlarımız için arınmayı sağlamış olduğu vurgulanıyor.
“Azametin sağında, yükseklerde oturdu.” :
Ölümü ve dirilişinden sonra Baba’nın sağında oturdu (ayrıca bkz. Vahiy 3:21). Bu sözü okuyan İsrailli hemen Mezmur 110:1 ayetini düşünür: “RAB Efendim’e: ‘Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek sağımda otur’ diyor” (Kutsal Kitap). Bu bölümün 13. ayetinde kitabın yazarı aynı söze dönüyor.
4Miras aldığı ismin meleklerinkinden mükemmel olduğu derecede onlardan üstün oldu.
"ὢν” ve “φέρων” (ayet 3) şimdiki zaman ortaçlarının ifade ettiği gibi Oğul sürekli olarak Baba’yı ifade ediyor ve her şeyi taşıyor. “γενόμενος” (ayet 4) geçmiş zaman (aorist) ortacının ifade ettiği gibi dünyaya gelmiş Tanrı Oğlu Mesih meleklerden üstün oldu. Zaten sürekli Baba’yı mükemmelce ifade eden bir Kişi nasıl belli bir noktadan sonra meleklerden üstün olmuş olabilir? Oğul’un kimliği değişmedi; ebedi Tanrı Oğlu insani beden alınca formu değişti (bkz. Filipililer 2:6-7 : “ὃς ἐν μορφῇ θεοῦ ὑπάρχων…μορφὴν δούλου λαβών…”). Geçici olarak alçaltıldı.
Üçüncü ayetin ilk kısmında ebedi Tanrı Oğlu’nu görüyoruz: “Tanrı’nın yüceliğinin parıltısı, özünün izi olarak ve O’nun kuvvetinin sözüyle her şeyi devam ettirerek….” Üçüncü ayetin ikinci kısmında ebedi Tanrı Oğlu’nun insani işini görüyoruz: “…günahlarımızın arınmasını sağladıktan sonra Azametin sağında, yükseklerde oturdu.” Azametin sağında oturan Kişi ebedi Tanrı Oğlu’dur. Bu aynı Kişi dünyada insan olarak doğmuş Mesih’tir. İnsani Mesih, ölümü ve dirilişinden sonra Oğulluk haklarına kavuştu. Bu gerçek, ayet 4’te “miras aldı” sözleriyle ifade edildi.
5Meleklerin hangisine herhangi bir zamanda, “‘Sen Oğlumsun, bugün Sen Benden doğdun’” ve tekrar, “Ben ona Baba olacağım ve o Bana Oğul olacak” dedi? 6İlk Doğanı yeryüzüne tekrar getireceği zaman, “Bütün melekler O’na tapınsınlar” diyor.
Bu ayetlerden itibaren İbraniler yazarı parantez açıp 4. ayetin sözünü açıklıyor. Mesih yüceltilince meleklerden üstün bir isim aldı (ayet 4). Bu isim “Oğlum” (ayet 5), “İlk Doğan” (ayet 6), “Tanrı” (ayet 8-9) ve “Rab” (ayet 10-12) dir.
Beşinci ayetin ilk kısmı Mezmur 2:7’den alıntıdır. Elçilerin İşleri 13:33’ten anlarız ki bu ayette bahsedilen “bugün” İsa’nın ölümden diriliş günüdür. Ne anlamda İsa diriliş gününde Tanrı’dan doğdu? Galatyalılar 4:1-2’de bulunan mecaza göre, bir çocuk “babanın belirlediği zamana dek” oğulluk hakkını alamıyor; “köleden hiç farklı olmuyor.” Benzer şekilde ebedi Tanrı Oğlu “İnsan görünümünde bulunup kendisini alçalttı. Ölüme kadar, çarmıh ölümüne kadar bile, itaatkâr oldu.” (Filipililer 2:8). Kurban olarak ölmek için Mesih köle gibi alçaltıldı. Babasının belirlediği zamanda (dirilişinde) Tanrı Oğlu İsa Mesih Oğulluk haklarına kavuştu. Meleklere toplu olarak Tanrı oğulları denildi (Eyüp 1:6; 2:1); ama hiçbir melek Tanrı’nın Oğlu olarak isimlendirilmedi. Beşinci ayetin ikinci kısmı 2. Samuel 7:14 veya 1. Tarihler 17:13’ten alıntıdır. Bu ayetler kısa vadede Süleyman’ı ama uzun vadede Mesih’i öngörüyor.
Bellidir ki 6. ayette bahsedilen “İlk Doğanı” ayet 5’te bahsedilen Tanrı’nın Oğlu’dur. Bu ayeti okuyan bir Yahudi Mezmur 89:20-27 ayetlerini düşünür: “Kulum Davut’u buldum, kutsal yağımla onu meshettim... Ben de onu ilk oğlum, dünyadaki kralların en yücesi kılacağım” (Kutsal Kitap). “İlk doğan” unvanı üstünlük hakkı sahibi anlamına geliyor. Kral olarak Davut, Mesih’in üstünlüğünü resmediyordu. Ama Koloseliler 1:15-18’in dediği gibi Mesih “her şeyde ilk yer” alacak. Meleklerin O’na tapınmasında anlaşılır ki bu dünyanın “İlk Doğanı” olan insani Mesih meleklerden üstündür. Bu alıntı Yasa’nın Tekrarı 32:43 veya Mezmur 97:7 ayetinin Grekçe Septuaginta çevirisinden geldi. Ayet 6’nın Grekçesinden bellidir ki Mesih’in dünyaya tekrar geleceği zamandan bahsediliyor.
7Melekler hakkında, “Ruhları O’nun melekleri ve ateşin alevini O’nun hizmetkârları Yapan” derken 8Oğul hakkında, “‘Senin tahtın, ey Tanrı, ebediyen kalıcıdır. Krallığının asası adalet asasıdır. 9Doğruluğu sevdin ve kanun tanımazlıktan nefret ettin. Bu yüzden Tanrı, Senin Tanrın, sevinç yağıyla Seni arkadaşlarından daha fazla meshetti’” 10ve “‘Sen başlangıçta, Rab, dünyanın temelini attın ve gökler ellerinin eserleridir. 11Onlar yok olacak ama Sen kalırsın. Hepsi bir giysi gibi eskiyecek. 12Bir pelerin gibi onları düreceksin. Değiştirilecekler. Ama Sen aynısın ve yılların bitmez.’” 13Ama meleklerin hangisine herhangi bir zamanda “Ben düşmanlarını ayaklarına iskemle olarak koyana dek sağımda otur” demiştir? 14Kurtuluşu miras almak üzere olanlar için hizmete gönderilen görevli ruhlardır hepsi değil mi?
Ayet 7 ve ayet 8-12’de melekler ve Oğul arasında bir kıyaslama var: “Melekler hakkında”(ayet 7); “Oğul hakkında”(ayet 8). Ayet 7’ye göre melekler hizmetkârlardır. (“Melek” kelimesi “ulak” anlamına geliyor.) Melekler yaratılmış varlıklardır. Ayet 8’de Oğul’a “Tanrı” olarak hitap ediliyor. Ebedi tahtı var. Asası ve krallığı var. Ayet 10’da Oğul’a “Rab” olarak hitap ediliyor. Dünya ve gökleri yaratan ve gelecekte onları dürüp değiştirecek Kişi’dir. Ama Kendisi kalır, değişmez ve sonsuzca yaşar. Ayet 8-9 Oğul’u dünyada ve diğer insanlardan üstün olan Kral olarak tarif ediyor; oysa ayet 10-12 Oğul’u dünya dışında ve evreni Yaratan olarak tarif ediyor.
Ayet 8-9, Mezmur 45:6-7’den alıntıdır. Bu ayetlere göre Tanrı ve Kral olan Mesih’in Tanrısı var. Hem de arkadaşları var ama onlardan farklı şekilde meshedildi. Bu söz, Tanrı olan Mesih’in insan olarak Krallık süreceğini ifade ediyor. Ayrıca insani Mesih olarak bu dünyaya gelen ebedi Tanrı Oğlu’nun dünyada bulunduğu sürede de Tanrı olduğunu bu ayetlerde görüyoruz.
Ayet 10-12, Mezmur 102:25-27’den alıntıdır.
Ayet 13’ün sözüyle İbraniler kitabının yazarı 3. ayetin söylediklerine dönüyor. Mesih, Mezmur 110:1’in kastettiği Kişi’dir. Bu Kişi Tanrı’nın sağında oturdu. Düşmanları üzerinde yetki ve güç sahibi olacak. Böyle bir hak hiçbir meleğe verilmedi. Baba’nın sağında oturmaya çağrılırken Mesih’in düşmanlarından bahsediliyor. O’nun düşmanlarının var oluşu, O’nun dünyada insanlar arasında bulunmuş olduğunu da ifade ediyor.
Mesih Baba’nın sağında oturuyor (ayet 13) ama melekler kurtulan insanlar için hizmetkârlardır. Kurtuluşumuzu miras olarak tarif etmek, kitabın okurlarını tekrar 2. ve 4. ayetlere götürüyor. Her şeyin Mirasçısı olarak atanan ve “Oğlum,” “İlk Doğan,” “Tanrı” ve “Rab” isimlerini miras olarak almaya layık sayılan Kişi Mesih’tir. Ancak ve ancak hem ebedi Tanrı Oğlu hem de insan olan Mesih’e bağlı olan bir kişi miras olarak kurtuluşa sahip olabilir.